Ali Efendi:
Kastamonulu Şeyh Şaban-ı Veli silsilesinden Halveti Şeyhi Ali Efendi’dir. Karabaş tecvidinin yazarıdır. Risalenin çıkışı 1835’de Hamza Miskin adlı kişinin Türkçe “Tecvid-i Edaiye”si ile beraberdir. Tosyalı olup, kabri Yukarı Pınarın karşısındadır.
Mustafa Efendi:
Küçük Mustafa Efendi sanıyla şiirler yazan ve Tosya da doğduğu biyografisinde ve Şairler Antolojisi adlı eserde de yer alan Mustafa Efendi, Semâniye medresesinde müderrislik görevi yapmıştır. Tosyalı olduğu için; “Tusiyye”‘den geldiği için bu mahlası kullanmıştır. Çeşitli ilmi olayları ve acayip latifeleri bir arada toplayan eserleri vardır. Dönemin tanınmış şairlerindendir.
Derviş AHMED:
Derviş Ahmed ya da Ahmed el-Garbi mahlasıyla şiirler yazmış olup, Tosyalıdır. 12. yy. da yaşamıştır. Baki ve Nabi’nin birer gazelini de tahmis etmiş olan bu şairimiz aruz vezni ile başarılı şiirler yazmıştır. Taun hastalığından ölen eşi ve oğlu içinde uzun mersiyeler yazmıştır.
Kazasker Mustafa İzzet Efendi:
Marifet sahibi olan bu zat da Tosyalıdır. Eğitimini İstanbul’da almış ve hat sanatı hocalığı da yapmıştır. Arifane ve tasavvufi şiirleri vardır. Aynı zamanda neyzendir. Avamil Mu’ribi ve Keşfül İrab gibi önemli eserleri vardır. Musiki sanatında “tarzı cedid” adlı makam kendisine aittir. Aynı makamın peşrevi de kendisinindir. Değerli bilgin ve devlet adamlarımızdan Mustafa İzzet Efendi 1801 M. yılında Tosya’da doğdu. Babası destan azade soyadı ile tanınan Mustafa Ağadır. 19. yüzyıl alim, fazıl, mutasavvıf, musiki şinas, neyzen ve kompozitör bir şahsiyet olarak tanınır. Ayasofya’nın içindeki Çelih denilen büyük ve yuvarlak yazılar onundur. 1877’de İstanbul da ölmüştür. Mezarı Tophane Kadirhanededir.
AFİTABİ:
Tosyalı olup, II. Beyazıd şehzade iken onun musahibi olmuş, Şehzade Ahmedin hizmetinde de bulunmuştur. Renkli ve güzel şiirleri vardır. (Latifi)
Celal – Zade Mustafa Çelebi:
Tosyalı olup, âlim ve fazıl bir zattır. “Ahlakus Saltana” adında ahlaki bir eseri “Selciye” manzumesi ve bazı şiirleri vardır. 1595 de vefat etmiş olup, İstanbul’daki Kurşunlu türbede medfundur. Zamanında Devlet erkânına yakın olup en güvenilir kişilerden biri olmuştur. Padişahı ikna ettiği konular olmuş, (özel kalem müdürlüğü) yapmıştır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında hazırlanan tüm kanunlarda Celal-Zade Mustafa Çelebi’nin elinden çıkmış olup, 23 yıl nişancılık görevi yapmıştır. Devlet idaresine ait kanunlar onun tarafından hazırlandığından, devrinde (Müz-i kanun) olup (Koca Nişancı) diye şöhret yapmıştır.
Celal – Zade Salih Çelebi:
Tosya’da doğmuş olup, doğum tarihi belli değildir. Koca nişancı Celal-Zade Mustafa Çelebi’nin küçük kardeşidir. Medrese tahsilini müteakip İstanbul’da İbni Kemal Ahmet Şemseddinin derslerine devam eden Celal-Zade Salih Çelebi eserlerinin temize çekilmesinde hocasına yardımcı olurdu. Ünlü Hattat, Şen Hamdullah’tan yazı meşk ettiği için yazısı güzeldir. Kendisine ait birçok eser mevcuttur.
Reisülkuttap Tosyalı Ebubekir Ratıp Efendi (RATİP):
Tosya’da doğmuş olup, asıl adı Seyyid Ebu Bekir Efendidir. Öğrenim görüp katip olmuş ve hacegan sınıfına katılmıştır. Hayatının sonlarına doğru Rodosa sürgün edilmiş 1800 yılında vefat etmiştir. Nakşibendî tarikatına mensup olan Ratib’in birde Divanı bulunmaktadır.
SIDKİ:
Tosya’da doğan Sıdki’nin asıl adı Mustafa Paşadır. Önce divanda kâtiplik yapan şair, sonra sırasıyla tezkireci, reisül küttap ve nişancı olarak çalışmıştır.
İsmail-i Rumî:
Tosya’da doğmuştur. Doğum tarihi belli değildir, öğrenimini Kastamonu’da tamamladıktan sonra Bağdat’a giderek tasfiye-i bâtın etmiş, sonrada Piri Sanî unvanına mazhariyetle İstanbul’a gelmiştir. İsmail-i Rumî İstanbul’da iken Tophane civarındaki Kadri hane dergâhını kurarak bu tarikatı tühmim ile meşkul olmuştur. Anadolu ve Rumeli’nin muhtelif Vilayetlerine gönderdiği mürşitle halkı hak yolunda irşada çalışmıştır. Devrin padişahı Sultan Ahmet’in saygı ve ilgisini kazanmıştır. Hatta onun ahlak ve faziletine hayran olan Sultan Ahmet bir gün Osmanlı ülkelerindeki Rumi’ye tekkelerine fer-manla varidatlar tahsis etmiştir. Sultan Ahmet Camii açılış töreninde de bulunan Rumî bu münasebetle, kadri tarikat, üzerine bir ayin yapmıştır. Rumî Kadri tari’katında bu tarikatı kuran Abdülkadir-i Geylâniden sonra ikinci piri sayılır. Tasavvuf tarihinden Rumiye diye bilinen tarikatine kendi adına izafeten (İsmailliye) de denilir. Tosya’da halk arasında İsmail-i Rûmî ile ilgili çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Kendi yaptırdığı hamam (Tekke hamamı) ile cami halen Hocaimat mahallesinde bulunmaktadır.
Şıpka Kahramanı Müşiir Süleyman Paşa:
Tarihin Şıpka kahramanı diye tanıdığı büyük Türk Müşür Süleyman Hüsnü Paşa İstanbul Süleymaniye’de doğdu. Babası Mehmet Halit efendidir. Soyca anne tarafından Tosya’da Metfun Şeyh Pınar’a baba tarafından Bursa’da yatan Emir Sultana bağlıdır. Süleyman Paşa 1876 Sırp savaşında harp müşürü idi. Abdülhamit Padişah olunca onu uzaklaştırmak için müşür rütbesi ile Bosna ve Hersek komutanlığına atadı. 93 harbi diye bilinen 1877–1878 Osmanlı-Rus savaşında Tuna orduları başkomutanlığına getirildi. Şıpka geçidinde büyük kahramanlıklar gösterdi ve adı tarihe Şıpka Kahramanı olarak geçti. 93 harbi kaybedildiğinden Süleyman Paşa birazdan Rauf paşanın kışkırtması ile Abdülhamit tarafından Gelibolu’da tutuklattırıldı. Bağdat’a sürüldü. 16.7.1890 da orada öldü. Eserleri: Mebani-ül inşa iki cilttir. Tarih-i âlem en önemli eseridir. Harbiye’de okutulmak için yazılmıştır. Paris coğrafya kongresinde iftihar madalyası almıştır. Bunlardan başka ilm-i Sarf-ı Türki, ilmihal, His-i inkılap ve Bağdat’ta yazdığı Ümet-ül halayıkta önemli eserlerindendir.
Raffet Bey:
1850 de İstanbul Tophanede doğmuştur. Bahriye hâkimlerinden Tosyalı Ali Beyin oğludur. 7 yaşında saray musikisi takımına giren Saffet Bey İtalyan Robert ile Saray Musikisi Şefi Gualli Paşadan ders almış, 1886’da gönderildiği Paris’te musiki tahsilini tamamlayarak dönmüştür. Saray orkestra şefi iken birçok öğrenci yetiştirmiş, Birinci Dünya Savaşından sonra emekliye ayrılmıştır. Reşit Saffet Atabinen’in babası olan Saffet Bey 23 Haziran 1939 da ölmüştür. Mezarı Kavaktaki aile kabristanlığındadır.
Dr. Rıfat Osman Tosyalı:
Tarihe ait eserleri ile tanınmış hekimlerimizdendir. 1874’te İstanbul’da doğmuştur. Aslen Tosyalı – Zade Osman Efendinin oğludur. 189 da Askeri Tıbbiyeyi Hekim Yüzbaşı olarak bitiren Dr. Rıfat Osman, Alman Profesörü Rider’in Gülhane Hastanesinde kurduğu röntgen şubesinde ihtisasından sonra Edirne Selanik ve Manastırda bu cihazı kurmuştur. Emekliye ayrılınca Edirne’de yerleşmiştir. Edirne Rehnüması ile Edirne Saray ve Kasıraları adlı eserler onundur.
O bir Radyolog, Ressam, Mimar, Mühendis, Müzeci, Fotoğrafçı, Kütüphaneci, Eğitimci, Tarih Yazarı ve bir Edirne sevdalısı. Belki bu kelimeler bile anlatmaya yetmeyecek onun Edirne için yaptıklarını…
Rıfat Osman beyin aslı, Sultan II.Murat döneminde Tosya’dan Edirne’ye gelip cami ardı medresesinde okumuş, Fatih Sultan Mehmet’in beraberinde İstanbul fethine katılıp Fatih’in emriyle Ayasofya’nın kıble kapısının açılışına dua etmiş olan Tosyalı Yazıcıoğlu Osman Efendiye kadar uzanır.
18 Şubat 1874 tarihinde Üsküdar Harem iskelesi Mektep sokağında dünyaya geldi. 1898 yılında Askeri Tıbbiyeden Yüzbaşı rütbesiyle mezun olduktan sonra Askeri Tıbbiye Tatbikat Okulunda Alman Prof.Dr. Robert Reider’in yanında asistan olarak çalışıp röntgen uzmanı oldu. 21 Ekim I903 tarihinde sol kolağası rütbesi ve radyoloji uzmanı olarak Edirne merkez asker hastanesine atandı. Ülkemizin ilk radyologlarından olan Rifat Osman bey, bu hastanenin de röntgen cihazlarını bizzat kendisi kurdu. İyi bir eğitimci olan Rifat Osman, sırasıyla Edirne İlk Okullar Sağlık Öğretmenliği ve Tabipliği, Edirne Kız Öğretmen Okulu, Sağlık Öğretmenliği ve Tabipliği, Edirne Sanayi Okulu Resim Öğretmenliği, Edirne Erkek Lisesi ve Kız Ortaokulu Sağlık Öğretmenliği ve Tabipliği görevlerinde bulundu.
Mimar ve mühendis olan Rifat Osman’ın Edirne’de yaptığı , bu günkü Halk Eğitim merkezinin bulunduğu bina, Edirne Devlet Hastanesi ve Kırklareli Askeri Hastanesi ile Bedesten önünde bulunan çeşme onun eseridir.
Rıfat Osman aynı zamanda günümüzün bilimsel anlayışına uygun bir tarih yazarıdır. Onun, tarih alanında yazmış olduğu eserler arasında;
1) Edirne Rehnüması
Bu, şehir rehberi karakterinde bir eser olup, Edirne’nin kısaca tarihi ve coğrafyası üzerinde durduktan sonra, şehrin değerli mimari eserleri , camileri, mescitleri,han, hamam ve kervansarayları, köprüleri,çeşmeleri, çarşıları, mahalleleri ve su yolları hakkında ayrıntılı bilgiler vermektedir. Ayrıca, Balkan savaşlarındaki Edirne’nin kara günlerini ve işgal sırasında Bulgar askerlerinin yapmış oldukları insanlık dışı zulümleri de Edirnelilerle beraber yaşamış bir kişi olarak ayrıntıları ile anlatmaktadır
2) Edirne Sarayları
Üzerinde 25 yıl çalıştığı bu eser hakkında Rifat Osman, kendisinden sonrakilere vasiyet niteliğinde şu dilekte bulunuyor; “Yazmış olduğum saray kitabını benimle beraber öldürmeyiniz, Elinizden ne gelirse, şu vatanda nasıl bir güce sahip iseniz onu kullanarak yayınlatınız Zira, çok yazıktır.Tarihimizin bir bölümü büsbütün bilinmez olacaktır. Saray kitabı benim değil, gelecekteki tüm Türk milli toplumunundur
3) Edirne Tarihi ve 4) Edirne Efkaf Tarihi sayılabilir.
Aynı zamanda iyi bir ressam, araştırmacı, müzeci ve kütüphaneci ve fotoğrafçı olan Edirne sevdalısı olan Rifat Osman Bey, 10 Mayıs 1933 hayata gözlerini yumdu.
İşkodra Kahramanı Hasan Rıza Paşa:
Tarihin İşkodra kahramanı olarak tanıdığı büyük insan değerli asker Hasan Rıza Paşa aslen Tosyalı’dır. 1871’de doğmuştur. Babası Bağdat Valilerinden Namık Paşadır. Balkan Devletlerinin eski efendileri Türkler aleyhine birleştiği Balkan Savaşı yılları Hasan Rıza Paşanın hareketli günleridir. Zira Sırbistan, Karadağ, Bulgaristan ve Yunanistan’da harbe girdiğimiz bu savaşta İşkodra Valisi Hasan Rıza Paşa bütün askeri dehasını kullanıyordu. Bizzat ateş hattına girdiği zamanlar oluyordu. Ordularımızın yenilmesi nedeniyle anavatanla bağlantısı kesilen İşkodra kalesinin görülmemiş şekilde savunarak İşkodra kahramanı unvanına hak kazandı. 30 Ocak 1913 yılında Esat Paşanın davetine giderken vurularak öldürüldü.
Raşit Saffet Atabinen:
Yazar ve diplomat olarak özellikle yurt dışında Türkiye için yararlı yayınları ile tanınmış olan Raşit Saffet 4 Eylül 1884 de İstanbul’da ana tarafından büyükbabası Bedestani Mustafa Efendinin Sarıyer’deki yalısında doğdu. Babası mızıka-i Mümayum atik miralayı Saffet beydir. Soyca danişmetlerin Tosya kolundandır. Yerli ve yabancı gazete ve dergilerde yazılar çıkmış olup, kitaplarından bazıları da şunlardır. Umumi harbin menşeleri Türklük izleri, Avrupa’da eski Türkler. Çekler ve Tuna Türkleri Şarki Avrupa’da Türk kanı ve medeniyeti izleridir. 2 Şubat 1965’te İstanbul’da ölmüştür. Mezarı Kara Mustafa Paşa Camiindeki Zümbül-i asithanesinin şehlerinden üç haşimlerin türbesindedir.